HASTALIKLARIN KÖKENİ; VAJİNAL  AKINTI  SESSİZ PANDEMİSİ

Toplumsal kanıt kuramına göre ; bireyler bir olayı – durumu başkaları tarafından da deneyim edilerek yaşandığını görüp; aynı durumun kendilerinde de vuku bulması halinde, başkalarının öneri ve davranışlarını yanlış dahi olsa kabul edip, kendine rol model olarak  alıp uygulayabilmektedir.  Buna kısaca yanlılık denir.

02.02.2023
582
<strong>HASTALIKLARIN KÖKENİ; VAJİNAL  AKINTI  SESSİZ PANDEMİSİ</strong>

Toplumsal kanıt kuramına göre ; bireyler bir olayı – durumu başkaları tarafından da deneyim edilerek yaşandığını görüp; aynı durumun kendilerinde de vuku bulması halinde, başkalarının öneri ve davranışlarını yanlış dahi olsa kabul edip, kendine rol model olarak  alıp uygulayabilmektedir.  Buna kısaca yanlılık denir.

İşte bu yanlılık, Muğla gibi tüm Türkiye sathında kadınlar arasında çok yaygın olan bir hastalığın;  normalleştirilerek, salgın düzeyine evrilmesine, neredeyse her kadında kronikleşmiş bir kadın hastalığına  neden olmaktadır. Bu vajinal akıntı hastalığıdır. İşte bu vajinal akıntı sessiz pandemisi kişiler arasında şu şekilde yayılmaktadır;

  • Vajnal akıntı bende de var; şunu yap geçer.
  • Bende de var; günlük hijyenik ped kullan, rahat edersin.
  • Eczaneden bir krem al ve sür , geçer, herkeste olur bu abartma,…
  • Vajinal akıntı annemde bile var; her kadın da oluyor, normal durum bu.
  • Kadınsal durum bu; hem dışarıya doğru vajinal akıntı olması sağlıklı, vajina aktıkça kendini temizliyor şeklinde düşünülmektedir.

işte bu patolojik kitlesel düşünce yığınları, bitmeyen, sonsuz vajinal akıntı trajedi yanlılığını beslemektedir. Kelimenin tam anlamıyla full aile boyu (anne, kız, teyze, torun, hala, nine) geçmeyen vajinal akıntı , tekrar eden vajinal akıntı kıskacı altında yaşayan çok sayıda insan vardır. Vajinal akıntı sadece kadınların bir sorunu olmayıp; bir türlü iyileşemeyen, hasta olmuş erkeklerin çevresinde ”patojenik sosyal mikrobiyota”; vajinal hastalıklar başta olmak üzerekadınsal problemlerini önemsemeyen – normalleştirmiş kadınları görmemek kaçınılmazdır.

Çok basit şekilde, en iyi şekilde anlaşılması için; insan vücudunun sıra dışı bir özelliğinden bahsedeceğim;  SIZDIRMA(MA) –   KAÇIRMA(MA) özelliği;

  1. Ağzımız; ister yemek yiyelim yada yemeyelim asla tükürüğümüzü dışarı sızdırmaz – kaçırmaz, zaten bu olursa hastalık gelişiyor (parkinson, pityalizim, diş çürükleri).
  2. Gözümüz; gün içerisinde yaklaşık 40 bin defa açılıp kapanıyor ve mükemmel bir şekilde nemli tutuluyor ve hiç yanaklarımıza doğru sebepsiz ve sürekli bir şekilde göz yaşı akmaz – sızmaz, zaten bu olursa göz pınarlarından birisi kapalı veya başka bir hastalık vardır.
  3. Yine göz; fazla ışık geldiğinde, fazla ışığın içeri girmemesi için hemen göz bebeği kasılarak küçülür ve içeri fazla ışık sızmaz – kaçmaz, zaten bu mekanizma güzelce olmaz ise gözlerimizde hassasiyet olmaktadır.
  4. İdrar kesemiz; hopla -zıpla, öksür ve hapşırma gibi ne yaparsan yap, istem dışı dışarıya idrar sızdırmıyor – kaçırmıyor. Zaten dışarı idrar kaçması – sızması olduğunda bu hastalık oluyor (üriner inkontinans, aşırı aktif mesane, pollaküri).
  5. Kulak; kulağın üretmiş olduğu kulak kiri, hiç yaşantımızı kabusa çevirecek şekilde sürekli dışarı akmaz, zaten bu akarsa hastalık oluyor (kolesteatom , tinnitus, otit …).
  6. Anüs; hopla -zıpla, öksür ve hapşır ne yaparsan yap istem dışı dışarıya dışkı veya gaz sızdırmıyor – kaçırmıyor, zaten dışarı dışkı veya gaz kaçması – sızması olduğunda bu ciddi bir sosyal problem hemde hastalık oluyor (anal inkontinans).
  7. Akıl; patavatsızlık  ve cehalet nedenli olmadıkça; istemsiz bir şekilde düşüncelerimizi sebepsiz vede gereksiz şekilde dışarıya lanse etmiyoruz. Zaten kontrolsüz bir düşünce akışının olması – sızması – kaçması da hastalık oluyor (şizofreni, psikoz, sanrılar).
  8. Damar; bir travma veya hastalık ,ameliyat olmadan kanımız asla damar dışına kaçmaz – sızmaz, zaten böyle bir durum olması hastalık şeklinde ele alınmaktadır (ekimoz, hematom, kanama bozukluğu, morarma,beyin kanaması, eklem içine kanama, iç organ kanaması, rahim kanaması,…).
  9. Cilt: bir travma ve hastalık olmadan cilt yüzeyinde bulunan mikroorganizmalar bedenimizin içlerine sızmıyorlar – kaçmıyorlar. (selülit, cilt enfeksiyonu, cilt iltihabı)

            Dokuz adet en çarpıcı vede basit en iyi örnek ile ”Mesut Bayraktar Sızdırmaz(lık) Kuralımı özetledim ve 10 numara ile bunu taçlandırmam gereklidir. Görüldüğü üzere bedenimiz müthiş bir  istikrar – kararlılık içerisinde Sızdır(mıyor)!  İşte bu mekanizmalar çalışır  iken bedenimiz;

  • Vajinaya akma imtiyazı tanımaz.
  • Vajinaya sızma imtiyazı tanımaz.
  • Vajinaya kaçırma imtiyazı tanımaz.
  • Bedenimiz vajinaya iltimas geçmez – hoş görü tanımaz .
  • Çünkü bir yerdeki kusur tedrici olarak diğer yerleri de bozar, hasta eder. Özellikle vajinadaki bir kusur (minicik, önemsiz dahi olsa, uzun vadede) her yeri bozmaktadır ve kadınlar kendilerinde, rahimlerinde bir hastalık edici sebebin olduğunu, rahimlerinden hasta olacaklarını hissettiklerini, jinekolojik muayene esnasında daima söylemişlerdir.

10 numara ile sızdırmazlık kuralımı  daha iyi anlatıp, tamamlayayım;

  • 10) Vajina; Sıfır Vajinal Akıntı Sağlıktır.
    • Vajina içerisinde 1010 -1011 (10 miyar ile 100 milyar) civarında mikroorganizma yaşamaktadır. Devasa bir mikroorganizma çeşitliği vajina içerisinde olup, bunların %96 sını Laktobasiller (faydalı bakteriler, probiyotikler diye bilinir) domine etmektedir, başka türlerde vardır. Elbette çeşitli yaş dönemlerinde bu çeşitlilik yani vajinal flora değişmektedir. Vajina ile uyumlu, vajinaya uyum sağlamış Laktobasiller gaz – koku üretmemektedir.
    • Patojen yani hastalık üreten vajinal mikroorganizmalar vajina içerisinde artar ise vajina mikro ekolojik sistemde, uygunsuz mikroorganizmalar çoğalacağından vajinal akıntı gelişecektir. Bu mikroorganizmaların vajinayı domine edebilmesi için kolaylaştırıcı çeşitli nedenler
      • Doğum hasarı (emmet yırtığı, perine hasarı, vajina gevşemesi, idrar kaçırmak, fistüller, vuvar varisler, miyom – polip, naboth kistleri),
      • Servikal ektropiyon, LSIL, HSIL, rahim ağzı hastalıkları 
      • Kötü vajinal hijyeni sorun olarak görmemek (çok yaygındır)
      • Vajinal akıntıyı kronikleştirmek (günlük hijyenik ped kullanarak tedaviyi ötelemek, önemsememek)
      • Çoklu cinsel partnere sahip olmak,
      • Vajinaya yabancı cisim yerleştirmek (seks oyuncakları dahil),
      • Latex meyva allerjisi,
      • Semen allerjisi,
      • Rahim iltihaplarını önemsememek,
      • Temiz olmayan deniz – plaj ve havuza girmek,
      • Vajina içini yıkamak,
      • Erken doğmuş olmak (prematürite ilerleyen yaşlarda jinekolojik alanlarda immünolojik yetersizlik yapabilmektedir),
      • Aktif veya pasif sigara maruziyeti, uyuşturucu kullanmak,
      • Uygun olmayan bir rahime RİA (spiral) yerleştirmek
      • Bedenin yeterli oksijenlenememesi – kronik hipoksi (burun eğriliği, burun deliği tıkanıklığı, akciğer hastalıkları, KOAH, Obesite )… sonsuz sebep sayılabilir.
    • Vajina; rektumdan yani bir barsak kısmından daha fazla kan damarı içermektedir yani daha önemlidir. O yüzden beden (otonom sinir sistemi, otopilot) burada olacak; istenmeyen durumları sönümlendirmek için hızlı ve etkin bir müdahaleyi bu yoğun kanlanma desteği nedeniyle yapabilir.
    • Vajina mikroskop ile histolojik olarak değerlendirildiğinde mukus (akıntı, sekresyon) üretecek bir yapılanmaya, böyle bir hücre rezervine sahip değildir. Vajina kan damarları tarafından  3D (boyutlu) olarak  yoğun bir şekilde sarıldığından, vajina güçlü bir şekilde nemlendirilir (transüdasyon) ve nemliliğin devamı için hem hormonal destek hemde üretilen  çeşitli lokal kimyasallar ile bunun idamesi sağlanır.
    • Vajinanın yüzetini döşeyen squamöz hücreler, hem kendi onarımını güçlendirmek hem de florayı desteklemek amacıyla L-Laktik Asit salgılamaktadırlar ama bu vajinal asiditeyi sağlayacak düzeyde değildir. Vajina; vajinayı (kendisini) asit yapamamaktadır.
    • Vajinanın asiditesini esas sağlayan yapı Laktobasillerdir.
    • Laktobasiller hem L-Laktik Asit hem de D-Laktik Asit Üretebilmektedir.
    • L- Laktik Asiti baskın şekilde üreten bir vajinal mikrobiyotanız varsa, evet !, vajinanız asidik olacak ama vajinal akıntı durumuna  yatkın ve alt genital sistem enfeksiyonlarına yatkın birisi olacaksınız.
    • Vajinanız da bulunan Laktobasiller; D-Laktik Asit  üreten şekilde olmalıdır. Çünkü D-Laktik Asit, servikal mukusu dejenere etmemekte vede vajinada oluşan nemlenme katmanını (mukus değil, akıntı değil) parçalamamaktadır.
    • D-Laktik Asit üreten Laktobasiller genellikle  vajinofilik (literatürde vajinofilik şeklinde bir kavram yoktur, konunun iyi anlaşılması için kullanıyorum) bakterilerdir.
    • L-laktik Asit üreten Laktobasiller genellikle orofekal (vajinofobik, dışkı kaynaklı) bakterilerdir.

D-Laktik Asit üreten yani vajinofilik Laktobasiller çok nazlı ve seçici  bakterilerdir. Sürekli bir şekilde, bir kadın, alt genital sistem enfeksiyonlarını önemsemeyip, hatta günlük hijyenik ped kullanarak , vajinal akıntıyla birlikte, konforlu şekilde yaşamayı öğrenerek, vajinal akıntıyı kronikleştiriyor ise vajinofilik D-Laktik Asit üreten Laktobasillerin yerini L-Laktik Asit üreten orofekal (dışkı kaynaklı, rektal, vajinofobik) Laktobasiller almaya başlamaktadır. Bu durum kadını içten içe hasta eden silsileleri güncel tutmaktadır. Özellikle bu az  faydalı (orofekal – vajinofobik laktobasil) olana doğru, laktobasil değişimi (daha az faydalının hakim olması) menopozdan sonra baskınlık kazanılmakta ve kadınlarda da, menopozdan sonra hastalıklar dramatik bir şekilde artmaya;

  • Diz eklemi bozulması (diz artroplastisine gidiş)
  • Depresyon,
  • Alzheimer,  demans, unutkanlık gibi nörolojik hastalıklar
  • Hızlanmış yaşlanma ile estetik işlemlere kadının yönelme çılğınlığı
  • Bel fıtığı, bel ağrısı
  • Omurga kayması, hızlanmış kemik erimesi
  • Şeker hastalığı, guatr
  • Vulvar dermatozlar (Liken planus, Liken skleroz, yanan ağız vulva sendromu, vulvodinia),
  • Diş çürükleri, diş kayıpları
  • Rahim sarkması, idrar kaçırma,
  • Kabzlık, irrtitabıl barsak hastalığı, crohn hastalığı
  • Fibromiyalji … binlerce hastalık başlamaktadır.

Hatta bu vajinofobik Laktobasiller ile domine olmuş, bir vajinaya sahip olmuş iseniz; gebelik komplikasyonlarına yani erken doğum, mikrobik doğum, korioamnionit, mekonyumlu doğum, zor doğum , … gibi istenmeyecek gebelik komplikasyonlarıyla yüzleşebileceğinizi, bunlara maruz kalabileceğinizi belirtmek istiyorum.

Bu kadar ciddi risk ve hastalıklara rağmen kadınlar vajinaların olduğu yerde sabit, sessizce, uslu bir çocuk gibi sakin sakin , huzur içinde durduğunu düşünmektedirler; gerçek ise bunun tam tersi yani vajinanın dinamik bir organ olduğu şeklindedir. Vajina basit ama gizemini halen koruyan bir organdır. Mesleki tecrübelerim; kadın genital sisteminde en önemli organın ”vajina” olduğuna artık beni ikna etmiştir. Vajinasını kontrol edemeyen kadınların çeşit çeşit hastalıklar ile mücadele etmelerini ama bunu asla vajinalarına atfetmemeleri – konduramamaları nedeniyle (buna genital inkar diyorum) hasta gezdiklerini yaşamın her alanında gözlem etmekteyim.

Ek olarak vajina anatomik olarak kapalı , hava almaz, içine sıvı  kaçırmaz bir organdır yani oturduğunuzda, yürüdüğünüzde, yüzdüğünüzde; açılan ve içerisine hava ve/veya su giren bir organ değildir. Vajinanın ön ve arka tabakaları birbiri üzerine anahtar kilit şeklinde uyum sağlayan (koaptasyon) gösteren formattadır. Vajina açılıyorsa, açıksa  içerisine hava yani fazla miktarda oksijen girecek demektir. Buda vajinofilik laktobasil (literatürde böyle bir tanımlama yoktur, konunun anlaşılması için türettim) dominansın zaman içerisinde kaybolmasına neden olur ve buda kronik kadın hastalıklarına , diğer hastalıklara , geçmeyen kronik vajinal mantar enfeksiyonu gibi durumlara zemin hazırlayabilmektedir.

Son olarak vajina doğası gereği asidik bir organdır. İdrar bazik bir atıktır. İdrar tehlikeli bir biyolojik ”atık” olduğundan, mesane denilen bir organda ve pelvis (leğen kemiği) denilen, güvenli – korunaklı bir alan içinde depolanır. Üretra denilen bir borucukla tazyikli – yüksek basınçlı ( yani uzağa gitsin, yakına (vajinaya – vulvaya) temas etmesin amaçlı)  şekilde işenerek vucuttan ıtrah edilir. Eğer bu şekilde olmayıp, idrar vajina ile temas ederse vajinal flora yani vajinal mikrobiota bozulmaya başlayacaktır. İşeme bozuklukları veya idrar kaçırma; vajinal akıntıya sebep olur; buda işeme bozukluğu veya idrar kaçırmayı tekrardan potansiyelize eder. Kısır bir döngü oluşur. Olaya başka sebepler de eklemlenince kaotik ve çıldırtan jinekolojik rahatsızlıklar zaman içerisinde başlamaktadır.

Bu bilgileri vermeye başlayınca insanları hemen ” Doktor bey D-Laktik Asit üreten bakterileri artırmak için ne yiyelim veya alalım”  şeklinde düşünceye yönleniyorlar, çünkü bu düşünce silsilesinde;

  • Acelecilik yanlılığı var,
  • Jinekolog Doktora muayene olmaktan kaçınma yanlılığı var,
  • Kolay ve daha keyif veren (yeme , içme) yolunu tercih etme yanlılığı var
  • Sağlık harcamasından ekonomik bir şekilde tasarruf etme , ucuza yönelme dürtüsü vardır. Lütfen bunlara kendinizi şartlamayınız, vajinal hastalıklar kesinlikle basit problemler değildir. Sizi daha büyük masraflara uzun vadede sokacak potansiyeldedir.

Şunu unutmayınız vajina; akan, kokan, aksıran,     tıksıran ucube – başa bela bir organ değildir.           

Vajina akmaz.  Sıfır vajinal akıntı sağlıktır. Vajinal sağlık için, sağlıklı bir vajina için     yapmanız gerekenler kolay değildir ve ama şunlar  iyi bir başlangıçtır;

  1. Vajina steril bir organ değildir, kendi haline bırakmayınız (kontrolsüz vajina hem sizi hemde çevrenizi, ailenizi, iş arkadaşlarınızı hasta eder).
  2. Vajinal Laktobasillerin; orofekal (vajinofobik Laktobasil) dönüşümü sinsi bir şekilde gerçekleşebilir, o yüzden vajinal şikayetleri ”kadınsal durum bu, her kadında olur bu ‘‘ şeklinde normalleştirmeyiniz.
  3. Vajinayı sirkeli suyla, sarmısak koymakla, yogurt sürmekle tedavi – restore edemezsiniz. Bu kolaycı ve ucuz yöntemler hem vakit kaybıdır hemde alacağınız orijinal – gerçek tedavileri güçleştirir, lütfen bu tür uygulamaları yapmayınız, önerenlere de itibar etmeyiniz.
  4. Vajina gözünüzden daha değerlidir (göz 2 tane, vajina 1 tane !) ve ona özen – ilgi göstermelisiniz.
  5. Vajinal problemler ile yaşamayı çaresizce öğrenmiş birisinden akıl – fikir almak (yanlılık bulaşması) size sadece vakit kaybettirir, yaşadığınız acılar yanınıza kar olarak kalır.
  6. Hasta olmuş bir vajinal flora ile gebe kalmak sizi gebelik komplikasyonlarına kesinlikle taşıyacaktır.
  7. Bazen hasta olmuş vajinal flora akıntı üretmez, fakat bu size sinyal vermediği için kendinizi sağlıklı zannedersiniz, oluşan bel ağrılarını ağır kaldırmaya veya bel fıtığı başlıyor şekilde yorumlayabilirsiniz. Uyanık olmalısınız. Vajinal hastalıklar belinizi ortadan ikiye yarılıyormuş gibi ağrıtır.
  8. İyileşemiyorsanız , hastalık tekrarlıyor ise vajinanızı hatırlayın!, hiç aklınıza gelmeyen ve düşünmediğiniz yer!
  9. Kesinlikle aynı terziniz veya kuaförünüz gibi; bir ömür boyu temasınızın olacağı bir Jinekolog Hekim kendinize bulun. Hastanede hangi doktor varsa ona giderim mantığı kesinlikle hatalı bir yaklaşımdır. Unutmayın Her yiğidin yoğurt yemesi farklı; yoğurtlarda farklıdır!
  10. Örnek vermek gerekir ise; ”Ben zaten  ortopedi – dahiliye,… doktoruna gittim ve şikayetlerimi onlara söyledim, sıkıntı olsaydı beni Jinekologa yönlendirirlerdi” zehirli  – kolaycı mantığa asla kapılmayın. 20 yıla yaklaşan tecrübeme dayanarak söylüyorum kimse sizi bana veya başka bir Jinekologa yönlendirmeyecek. Çünkü vajina gerçekten doktorların  ve hastaların beyninde hastalıkların müsebbibi bir organ olarak yorumlanmamaktadır.
  11. Beyaz, sarı, yeşil, kahverengi, şeffaf ne şekilde olursa olsun akan – sızan tüm vajinal akıntılar araştırılmalıdır. Çünkü vajina imtiyazlı bir organ değildir ve sızdırma – akmaz.
  12. İnanırsanız vajina hasta eden, hastalıklara sebep olan, gebelik hastalıklarına neden olan hatta ölüme sebep olan bir organ olarak asla görülmüyor. Benim buna inanmam imkansızdır ! , çünkü çevremde hastalıklar nedeniyle  ”vajinası ile başı belada”  çok sayıda kadın vardır.
  13. ……………………………………………………………………………………………….

            Bu sayı uğursuz olduğundan boş bırakılmıştır (yanlılık sergiliyorum).

  1. Vajina mahrem bir organdır, bir ömür boyu kadın tarafından gizleniyor, hatta gizlemediğinizde hapis cezası (TCK 225, TCK 226) bile var. Yani öğretilmiş gizleme dürtüsü, vajinayı kadın nazarında görmemeye ve ihmal etmeye yatkınlık yaratıyor; buda tedavi sürecini imkanız şekle sokmaktadır. Kendinize sabit bir Jinekolog Hekim edinirseniz vajinanız ila başınız belaya girmez. Halen vajinayı öğrenmeye devam eden  mesleğinde profesyonel kadın hastalıkları ve doğum uzman doktoruyum, vajinal akıntının muazzam derecede kompleks nedenlerin bir araya gelerek oluşturduğu karmaşık bir denklemin sonucu olup; kendi kendine bitki börtü kullanarak basit yöntemler ile şifa arayanları okudukça içim gerçekten tabiri caiz ise içim cızz etmektedir. Geçmeyen vajinal akıntı , tekrar eden vajinal akıntı durumunda kesinlikle Tecrübeli Jinekolog Doktor muayenesi gereklidir.

Herkese ”yansız mutluluğasahip;  sıfır vajinal akıntılı  hayat  +  bol vajinofilik Laktobasiller diliyorum. Vajinanıza iyi bakın, hatanızı affetmez, çok  hasta olursunuz.

Jinekolog Op.Dr.Mesut Bayraktar

Kadın Hastalıkları Ve Doğum Uzmanı

Mesleğini Muayenehanesinde Serbest İcra Eden Özel Jinekolog Doktor

Ortaca/Muğla WhatsApp:05467740159

Kadın Hasta İse Evde Huzur Yoktur.

#Muğla #Ortaca #Köyceğiz #Dalaman #Fethiye, Marmaris #Göcek #Dalyan #Kadın Hastalığı #Kadın Doğum #Kadın Doğum Doktoru #Gebelik #Doktor #En İyi #Özel #En Yakın #Mesut Bayraktar #Otel #Pansiyon #Muayenehane #Mantar #Geçmeyen #Tekrar Eden #Tedavi #Vajinit #Jinekolog # Yeşil #Sarı #Beyaz #Kahverengi #Şeffaf #Pütürcüklenme #Kaşıntı #Telefon #Online #Ağrı #Kanama

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.